Yapay Zeka, Endüstri 4.0 & Oy Sayımı

Memleketçe işi gücü bıraktık on gündür oy sayıyoruz. İstanbul için hala oyların tamamını sayabilmiş değiliz. Bu arada hangi oy geçerli hangisi geçersiz ona da karar veremedik. Bir gürültü bir kavga sormayın gitsin.

Bir yandan basit bir sayım işini sağlıklı yürütemezken Endüstri 4.0 , Yapay Zeka gibi kavramlar da dilimizden düşmüyor. Sağa dönünce Endüstri 4.0 yaklaşımı ile eğitim veren kolej, sola dönünce yapay zeka ile kuvvetlendirilmiş işlem gücüyle yeni cep telefonu. Tam bu adamlar ne demeye çalışıyor diye anlamaya çalışırken; bir de bakıyoruz ki Endüstri 4.0'ın da ötesindeyiz. Tıpkı henüz bir müşterisinde dahi tam otomasyona geçirdiği bir üretim hücresi olmayan otomasyon firmasının broşüründe yazdığı gibi: "Beyond Industry 4.0"

Tabi bu kavramlar konusunda laf salatası yaparken, ortaya bir çözüm veya ürün koyacak pek zaman kalmıyor. Bu konuda dirsek çürüten, kafa patlatan profesyonellerimiz ve şirketlerimiz de bu laf kalabalığı içinde görünür hale gelebilmek için ne yapacağını saşırmış durumda.


Hal böyleyken güncel dertlerimize derman olacak ve bugünün teknolojisiyle sıradan ve basit bir uygulamadan bahsetmek isterim. Artık endüstriyel kameralar ve bunlar üzerinde veya bunlarla uyumlu çalışan endüstriyel uygulamalar belli bir geçerli oy ve geçersiz oy pusulası veri seti sunduğunuz takdirde, geçerli ve geçersiz oyları birbirinden neredeyse sıfır hatayla ayırmayı öğrenebilir. Bir sonraki aşamada verdiğiniz tüm pusulalar içinden geçersiz ve geçerli olanları ayırabilir ve sayabilir. Biraz daha ileri giderseniz oyun hangi partiye verildiğini sayabilirsiniz. Görünen o ki yakın gelecekte milyonlar harcayıp, birbirimizi yiyerek veremediğimiz kararları beş yüz dolarlık cihazların vermesini izleyeceğiz.

Bunları yazarken; seçim gibi hassas ve şeffaf olması gereken bir sürecin, insanlarca sayılmasının en azından bugün için çok daha doğru olduğunun tabii ki farkındayım. Dikkat çekmek istediğim nokta kısır çekişmeleri ve laf salatalarını bir kenara bırakarak; kendimiz, şirketlerimiz ve ülkemiz için değer üretmeye odaklanmamız gerektiğidir. Bir yandan kısır tartışmalarla zaman kaybederken; bir yandan da sadece konuşarak; belki yıllar harcamak gereken kavramları bir iki afili pazarlama cümlesi edeceğiz diye birkaç günde tüketerek, dünyanın geri kalanıyla rekabet edemeyiz.

Uzman olduğumuz alanda ve her şeye birden değil önemliler içindeki en önemliye odaklanarak somut çözümler ve ürünler ortaya koymak zorundayız. Aksi takdirde biz lafla peynir gemileri yürütürken, kaçırdığımız trenlere yenileri eklenecektir.