Birkaç Eski Kelime (1)

riyazet: nefsin isteklerini kırma
mündemiç: içkin
mutat: alışılmış
kontemplatif: düşüncelere dalmış
namzet: aday, sözlü, yavuklu
dilettanizm: sanat ve bilimle zevk için uğraşma, amatörlük heveslilik
mütemayil: istekli eğilimli
mücazet: işlenen suçtan ötürü ceza verme
mühnasıran: yalnız, özellikle
iktibas: ödünç almak, ödünç alınan şey.
şifahi: sözlü
vareste: kurtulmuş, uzak
eklektik: seçmeci
terkib: birleşim, birleştirme
matuf: bir yöne eğilmiş, yöneltilmiş
istikrah: tiksinme, iğrenme
sarih: açık, kolay anlaşılır, belli, belirgin, belgin:
ifrat: herhangi bir konuda çok ileri gitme, ölçüyü aşma, aşırı davranma, taşkınlık
tefrit: herhangi bir konuda geride kalma, yeterli ölçüde olmama durumu
inhiraf: sapma, başka bir tarafa meyletme.
inkişaf: gelişme, gelişim, meydana çıkma
tefekkür: düşünme, düşünüş
tedricen: azar azar, aşama aşama